on the market

  1. satılık, piyasada.
    Put his house on the market: Evini satışa çıkarmak.
    A good selection of
    fresh produce on the market: piyasada çeşitli taze ürünler.
piyasada bulunmak Verb
piyasada dalgalanmaya hazır olmak Verb
borsa teklif edilmek Verb
piyasaya sürülmek Verb
piyasaya çıkarmak Verb
ibadullah, piyasada pek bol bulunan madde.
elden çıkarmak Verb
malları ucuza elden çıkarmak Verb
ucuza satmak Verb
piyasayı etkilemek Verb
piyasayı etkilemek Verb
piyasadaki payını elde tutmak Verb
piyasa daki payını elde tutmak Verb
piyasaya çıkarmak Verb
bir şeyi piyasaya çıkarmak Verb
piyasaya çıkarma
piyasaya yeni otomobil sürmek Verb
piyasadan elde edilebilir
piyasada mevcut
piyasaya göndermek Verb
piyasaya arz
piyasaya bir mal çıkarmak
piyasaya bir ürün çıkarmak Verb
piyasaya bir mal sürmek
piyasaya yeni bir mal sürmek Verb
piyasaya sürmek Verb, Management
piyasaya çıkarmak Verb
pazara çıkarmak Verb, Advertising
piyasaya mal göndermek Verb
piyasaya mal dökmek Verb
piyasaya çıkarmak Verb
piyasaya fazla miktarda hisse senedi sürmek Verb
piyasaya aşırı miktarda hisse senedi sürmek Verb
karaborsaya düşmek Verb
(US) hisse senetlerinin yükseleceğini bekleyerek elde tutmak Verb
karaborsadan almak Verb
sermaye piyasasındaki likidite
devlet piyasası üzerinde çalışmak Verb
tarım piyasasına müdahaleler Noun
borsaya kote ettirmek Verb
para piyasasına baskı yapmak Verb
para piyasasında baskı uygulamak Verb
borsada kote edilme
borsadaki reaksiyon
spot piyasada kote edilen senetler Noun
karaborsada satmak Verb
hisse senedi piyasasında durgunluk
borsadaki trend